Prostat büyümesi (tıbbi adıyla “Benign Prostat Hiperplazisi” – BPH), orta ve ileri yaştaki erkeklerin en sık karşılaştığı sağlık sorunlarından biridir. Bu durum idrar yapmada zorluk, sık idrara çıkma, geceleri tuvalete kalkma gibi yaşam kalitesini olumsuz etkileyen yakınmalara yol açar. Günümüzde BPH tedavisinde çeşitli yöntemler vardır ve bu yöntemler arasında yer alan “prostat embolizasyonu” (prostat arter embolizasyonu) ile cerrahi müdahaleler, pek çok hastanın kafasında soru işaretlerine sebep olabilir.
Prostat Büyümesi (BPH) Tam Olarak Nedir ve Neden Olur?
Prostat, erkek üreme sisteminin bir parçasıdır ve mesanenin (idrar torbasının) hemen altında, üretrayı (idrarın geçtiği kanal) çepeçevre sarmış şekilde bulunur. Normalde ceviz büyüklüğünde olan bu bez, yaş ilerledikçe bazı hormonal ve doku değişiklikleri nedeniyle büyüyebilir. Bu büyüme, üretrayı sıkıştırarak idrarın dışarı akışını zorlaştırır.
Bunu gündelik bir benzetmeyle anlatmak gerekirse: Bahçede sulama yaparken kullandığınız hortumun etrafını saran bir çalı düşünün. Zamanla bu çalı kalınlaşıp dalları uzadığında, hortumun çevresini fazlaca sıkıştırır ve suyun akışını yavaşlatır. Prostat büyümesi de tam olarak bu duruma benzetilebilir. Sonuç olarak idrar akışında zayıflama, sık idrara çıkma ve geceleri uykudan uyandıran idrara çıkma ihtiyacı gibi belirtiler ortaya çıkar.
Neden Büyüyor?
- Hormonal Faktörler: Yaşlanmayla birlikte erkeklik hormonu (testosteron) ve östrojen gibi hormonların dengesi değişir. Bu durum prostattaki hücre çoğalmasını tetikleyebilir.
 - Genetik Faktörler: Ailesinde prostat büyümesi olan erkeklerin BPH’ye yakalanma ihtimali artar.
 - Yaş İlerlemesi: En büyük risk faktörü yaştır. 50 yaşın üzerinde görülme sıklığı belirgin olarak yükselir.
 
Prostat Embolizasyonu (Prostat Arter Embolizasyonu) Nedir?
Prostat embolizasyonu (kısaca PAE), prostatın kan akışını azaltmayı hedefleyen, girişimsel radyoloji uzmanları tarafından uygulanan bir yöntemdir. Amaç prostatın fazla beslenmesini engelleyip bir nevi “kendi hâline bırakmak” ve bu sayede hacmini küçültmektir.
Bunu bir şehirdeki trafik sorununa benzetebiliriz: Eğer şehrin merkezine çıkan yolların bazılarını kısmi olarak kapatır ya da daraltırsanız, merkeze (yani prostatın büyümüş dokusuna) giden araç (kan) trafiğini azaltırsınız. Böylece merkezdeki yoğunluk (prostat hacmi) da zamanla düşmeye başlar.
Prostat Embolizasyonu Nasıl Çalışır?
- Girişimsel radyolog, kasık veya kol atardamarından çok ince bir kateter yardımıyla prostattaki kan damarlarına ulaşır.
 - Prostatın her iki tarafına da giden damarlar tespit edilir.
 - Bu damarlara küçük partiküller (embolik maddeler) enjekte edilir.
 - Bu küçük parçacıklar kan akışını bloke eder. Prostat dokusu daha az kanlandıkça, yavaş yavaş küçülür.
 
İşlem genellikle lokal anestezi altında yapılır. Yani genel anesteziye kıyasla daha konforlu olabilir; hastanın bilinci açıktır, yalnızca işlem bölgesi uyuşturulur. Özellikle cerrahi riski yüksek olan kalp veya akciğer sorunları olan ileri yaşta olup genel anestezi alamayacak durumdaki hastalarda dikkat çekici bir seçenek olarak sunulur.
Prostat Embolizasyonu Nasıl Uygulanır ve Hangi Aşamaları İçerir?
Bazen bu işlemi bir nehirde balık ağıyla belirli bölgeyi kısıtlamaya benzetmek mümkün. Müdahale edilen noktalar çok hassas ve küçük alanlar olduğu için girişimsel radyolog, yüksek teknolojili görüntüleme yöntemleriyle adeta balık sürüsünün nerede olduğunu görür gibi damarın uzandığı bölgeleri saptar.
- İlk Değerlendirme:
 
Doktorunuz öncelikle sizin için doğru tedavinin embolizasyon olup olmadığını belirlemek için ayrıntılı bir muayene, kan testleri, görüntüleme (MR, ultrason veya BT gibi) ve idrar tahlili yapar.
Prostat hacminin ölçülmesi, idrar yapma zorluklarının derecesi ve diğer sağlık sorunlarınız incelenir.
- Anestezi ve Damar Erişimi:
 
Sıklıkla lokal anestezi uygulanır. Bu iğne giriş yerinin (genelde kasık bölgesi veya bazen el bileği) uyuşturulması anlamına gelir.
İnce bir kateter (yumuşak, uzun, plastik bir tüp gibi düşünebilirsiniz) atardamarın içine yerleştirilir.
- Prostat Arterlerinin Bulunması:
 
Kateter, vücuttaki büyük damarlardan ilerletilerek prostatı besleyen atardamara kadar taşınır.
Bu işlem sırasında doktor, sürekli röntgen benzeri görüntüler (anjiyografi) kullanarak kateterin doğru yere gittiğinden emin olur.
- Embolik Maddelerin Enjeksiyonu:
 
Prostatın her iki tarafına giden damarlara, kan akışını kısmen tıkayacak mikroskobik parçacıklar enjekte edilir.
Böylece büyümüş prostat dokusuna giden kan miktarı azalır.
- İşlem Sonrası ve İyileşme:
 
Genellikle aynı gün veya bir gün sonra taburcu olunabilir.
İlk birkaç gün hafif ağrı, yanma veya sık idrara çıkma hissi olabilir. Bu belirtiler “post-emboli sendromu” olarak adlandırılır ve çoğunlukla geçicidir.
Prostat Embolizasyonunun Avantajları Nelerdir?
BPH tedavisinde pek çok yöntem var. Peki, embolizasyon yöntemi neden tercih edilebilir? Bunun farklı sebepleri olabilir:
- Daha Az İnvaziv Olması:
 
Cerrahi kesiler, dikişler veya büyük müdahaleler yoktur. Sadece damar içinden yapılan minimal girişim olduğu için ameliyat kadar travmatik değildir.
- Genel Anesteziye Gerek Duyulmaması:
 
Lokal anestezi ile yapılması, özellikle kalp veya akciğer sorunu olan hastalar için büyük rahatlıktır. Genel anestezinin risklerinden sakınmak isteyen hastalarda da iyi bir seçenektir.
- Kısa İyileşme Süreci:
 
Hastalar genellikle 1-2 hafta içinde günlük aktivitelerine dönebilir. Bu klasik ameliyat yöntemlerine kıyasla daha kısa bir süre anlamına gelir.
- Seksüel Fonksiyonun Korunma İhtimali Daha Yüksek:
 
Prostat cerrahisi sonrasında retrograd ejakülasyon (geri boşalma) ya da erektil disfonksiyon (sertleşme sorunu) yaşanabilirken, embolizasyonda bu riskin daha az olduğu bazı araştırmalarda belirtilmektedir.
- Hastanede Kısa Kalış Süresi:
 
Çoğu durumda hastanede yatış 24 saatten az olur, hatta bazı merkezlerde aynı gün taburculuk mümkündür.
Elbette her tedavide olduğu gibi bu yöntemin de herkes için uygun olup olmadığı, detaylı bir değerlendirme ile netleşir. Bazen prostatın anatomik yapısı veya arterlerin tıkanıklık derecesi işlemi zorlaştırabilir. Bu nedenle “kişiye özel” yaklaşım önemlidir.
Ameliyat Seçenekleri Nelerdir ve Nasıl Karşılaştırılır?
Prostat büyümesinin tedavisinde yaygın olarak bilinen birkaç cerrahi yöntem vardır. Her birinin kendine özgü avantaj ve dezavantajları bulunur. Burada temel olarak dört önemli yönteme değineceğiz:
Transüretral Rezeksiyon (TURP):
- Bu yöntemde, üretradan (idrar kanalından) girilerek prostat dokusunun fazla kısmı kesip çıkarılır.
 - Altın standart olarak bilinir ve genellikle prostat hacmi 30–80 ml olan hastalarda sıklıkla tercih edilir.
 - Bunun bir nevi daralmış bir tüneli genişletmek için betonun bir kısmını kırıp almak gibi düşünebilirsiniz. Prostatın büyümüş kısmı adeta “traşlanır” ve açılan bu kanal sayesinde idrar akışı rahatlar.
 - Ancak ameliyat sonrasında belli bir iyileşme dönemi gerektirir ve retrograd ejakülasyon riski sık görülür.
 
Açık Prostatektomi (Açık Ameliyat):
- Çok büyük prostatlarda (100 gramdan büyük) uygulanır. Karın veya mesane bölgesinde kesi yapılarak prostatın iç dokusu çıkarılır.
 - Bu yöntem örneğin bahçedeki çok büyük bir ağacı kökünden almak gibi daha kapsamlı bir iştir. Doğal olarak iyileşme süresi daha uzundur ve ameliyat sonrası komplikasyon riski artar.
 
Lazer Yöntemleri (HoLEP, PVP vb.):
- HoLEP (Holmium Laser Enucleation of the Prostate): Prostat dokusunu “enükleasyon” (kabuğundan sıyırır gibi çıkarma) tekniğiyle alır. Orta ve büyük prostatlarda başarılıdır, kanama riski daha düşüktür.
 - PVP (Photoselective Vaporization of the Prostate): GreenLight lazer gibi sistemlerle prostat dokusu buharlaştırılır. Özellikle kan sulandırıcı kullanan hastalarda avantajlı olabilir.
 - Lazer yöntemleri, bir dağ yolundaki karın eritilmesi ya da dağlanması gibi düşünülebilir. Dikkatli ve ölçülü yapıldığında iyi sonuç verir ama her hastaya uygulanması her zaman mümkün olmayabilir.
 - Minimally Invasive Surgical Therapies (MIST) – Örnekler: Rezum (su buharı), Urolift vb.:
 - Burada daha küçük aletler ve özel cihazlar kullanılarak prostat dokusuna yönelik ısı, buhar veya mekanik implant yerleştirme gibi yöntemler uygulanır.
 - Genellikle hastanede yatış daha kısa sürer, klasik TURP’a göre daha hızlı iyileşme görülebilir ama uzun dönem sonuçları için daha fazla gözleme gerek duyulur.
 
Karşılaştırma:
- İyileşme Süresi: Açık ameliyat en uzun, TURP orta, lazer ve minimal invaziv yöntemler daha kısa iyileşme süresi sunar.
 - Kanama Riski: Açık ameliyatta kanama riski daha fazla iken, lazer yöntemlerinde ve minimal invaziv tekniklerde daha düşüktür.
 - Seksüel Yan Etkiler: Her cerrahi işlemin cinsel fonksiyonlar üzerinde etkisi olabilir. Retrograd ejakülasyon TURP ve açık ameliyatta sıkça görülürken, lazer ve minimal invaziv yöntemlerde daha düşük bir oranda gözlenir (ama tamamen yok değildir).
 - Prostat Hacmi Sınırı: Açık ameliyat ve HoLEP gibi bazı teknikler çok büyük prostatlar için daha uygun olabilir.
 
İyileşme Süreleri ve Günlük Hayata Dönüş Nasıl Değişir?
Tedavi seçimi yaparken birçok kişinin aklındaki ana soru şudur: “Ne kadar zaman sonra normal hayatıma dönerim?” İşte bu gerçekten de karar vermede önemli bir faktördür.
Prostat Embolizasyonu (PAE):
- Genellikle aynı gün veya ertesi gün taburcu olunabilir.
 - İlk hafta hafif ağrı, sık idrara çıkma veya yanma hissi olabilir ancak çoğu hasta 1-2 hafta içinde rutin işlerine ve sosyal yaşamına dönebilir.
 - Büyük bir cerrahi kesi veya dikiş olmadığı için hareket kısıtlılığı minimaldir.
 
TURP:
- Hastanede kalış süresi genelde 1-2 gündür.
 - İdrar kanalından bir kateter takılması gerekebilir ve bu kateter 1-7 gün kalabilir.
 - Cerrahi sonrası ilk birkaç hafta ağır kaldırmak veya yoğun fiziksel aktiviteden kaçınmak önerilir.
 - Tamamen normal hayata dönüş yaklaşık 3-4 hafta sürebilir.
 
Açık Prostatektomi:
- Hastanede kalış daha uzun (2-5 gün veya daha fazla) olabilir.
 - Karında ya da mesane bölgesinde kesi yapıldığı için iyileşme daha yavaş olur.
 - Yaklaşık 4-6 hafta hatta bazen daha uzun sürede normal aktivitelere dönüş beklenir.
 
Lazer Yöntemleri (HoLEP, PVP vb.):
- Hastanede genelde 1 gün veya bazen aynı gün taburcu olunabilir.
 - Kateter kullanımı süresi kısadır.
 - 2-3 hafta içinde normal aktivitelere dönmek mümkündür ancak yine de doktor tavsiyesiyle hareket etmek gerekir.
 
Görüldüğü gibi, iyileşme süreleri açısından PAE, en konforlu yöntemler arasında yer alır. Özellikle masa başı işlerinde çalışan ya da emekli olup ev işlerini kendi başına halletmesi gereken kişiler için “ayaktan tedavi” rahatlığı önemlidir.
Cinsel Fonksiyonlar Nasıl Etkilenir?
Prostat büyümesi tedavisi söz konusu olduğunda pek çok erkeğin aklındaki en büyük soru, “Cinsel hayatım nasıl etkilenecek?” şeklindedir. Bu konu, hayat kalitesinin önemli bir parçası olduğundan dikkate değerdir.
Prostat Embolizasyonu (PAE):
- Geleneksel cerrahiye kıyasla cinsel fonksiyonlar üzerindeki etkisi genelde daha olumlu veya nötrdür.
 - Retrograd ejakülasyon (meninin mesaneye kaçması) daha az sıklıkla bildirilir. Bunun sebebi, prostat dokusuna dışarıdan bir kesme ya da delme müdahalesi yapılmamasıdır; sadece kan akışı azaltıldığı için prostatta yavaş bir küçülme gerçekleşir.
 - Bazı çalışmalarda erektil fonksiyonun da korunduğu, hatta bazı hastalarda rahatlamaya bağlı kısmi düzelme olabildiği belirtilir. Ancak bu her hastada garanti edilemez.
 - Elbette az da olsa cinsel işlevde sorun yaşama riski vardır; fakat geleneksel cerrahilere göre daha düşük oranda rapor edilir.
 
TURP:
- En sık rapor edilen cinsel yan etki retrograd ejakülasyondur. Bu durumda hasta orgazm hisseder ancak meni dışarı yerine mesaneye gider ve daha sonra idrarla birlikte atılır.
 - Erektil disfonksiyon (sertleşme sorunu) oranı da çok yüksek olmasa da mümkündür. Özellikle diyabet veya kalp hastalığı gibi ek rahatsızlıkları olanlarda bu risk artar.
 
Açık Prostatektomi:
- Çok büyük prostatlar için uygulanan bu yöntem üretra yakınındaki sinir ve kas yapısını daha fazla etkileyebilir. Dolayısıyla retrograd ejakülasyon ve erektil disfonksiyon riski olabilir.
 - Ancak bu yöntem daha çok ciddi vakalarda kullanıldığından, zaten ameliyatın alternatifsiz olduğu durumlarda tercih edilir.
 
Lazer Yöntemleri ve Diğer MIST Yöntemleri:
- HoLEP veya PVP gibi yöntemlerde retrograd ejakülasyon sıklığı TURP’a benzer veya biraz daha düşük seyredebilir.
 - Rezum gibi su buharı tedavilerinde ya da Urolift’te, ejakülasyon bozukluğu riski genelde daha azdır. Ancak yine de risk tamamen sıfır değildir.
 
Uzun Dönemde Neler Beklenmeli ve Hangi Sonuçlar Alınabilir?
Bir tedavi yöntemi seçerken sadece “bugün” değil 5-10 yıl sonrasını da düşünmek gerekir. Prostat büyümesi, “bir kez tedavi oldum, sonsuza dek kurtuldum” denebilecek bir sorun olmayabilir. Bazı hastalarda ilerleyen yıllarda tekrar büyüme veya belirtilerin geri gelmesi ihtimali vardır.
Prostat Embolizasyonu (PAE):
- Yaklaşık 3-5 yıl içerisinde belirtilerin tekrarlama veya ek bir müdahale gerektirme oranı literatürde ortalama %20 civarında rapor edilir. 5 yıldan sonra bu oran daha da artabilir (örneğin %30–60 gibi).
 - Ancak tekrarlama, işlem başarısız demek değildir; vücudun yeni damar yolları oluşturma ya da prostat dokusunun tekrar büyümeye eğilimi gibi doğal süreçler bu duruma neden olabilir.
 
TURP ve Diğer Cerrahiler:
- TURP sonrasında da belirli bir oranda yeniden müdahale gerekebilir. Genelde bu oran ilk 5 yıl için %10–15 düzeyinde bildirilebilir.
 - Açık prostatektomiyle çok geniş doku çıkarıldığı için tekrar büyüme olasılığı nispeten daha düşük olmakla birlikte yine de %5–10 gibi bir olasılık mevcuttur.
 
Kalıcı İyileşme Beklentisi:
- Hiçbir tedavi yüzde yüz kalıcı çözüm garantisi veremez. Ancak ameliyatlarda çıkarılan doku miktarı daha fazla olduğu için bazı hastalar uzun yıllar, hatta ömür boyu rahat edebilir.
 - Embolizasyonda uzun dönem veriler, cerrahi kadar köklü olmadığından net rakamlar elde etmek zor olsa da mevcut çalışmalar 3-5 yıl civarında yüksek oranda başarı (yaklaşık %70–80) gösterir.
 
Takip ve Kontroller:
- Tedavi yöntemi ne olursa olsun, belli aralıklarla (örneğin yılda bir) ürolojik kontrol önerilir.
 
Yeniden büyüme belirtisi ya da idrar yolunda başka sorunlar erken saptanırsa, ek tedaviler veya ilaç düzenlemeleriyle çözüm üretmek daha kolay olur.
Bu Tedavilere Nasıl Karar Verilir?
Her hastanın hikâyesi, vücut yapısı ve prostat anatomisi farklıdır. Dolayısıyla “herkese uyan tek bir çözüm” yoktur. Karar verme sürecinde göz önünde bulundurulması gereken temel noktalar şunlar olabilir:
Belirtilerin Şiddeti ve Yaşam Kalitesi:
- Sık idrara çıkma, gece uyanma, idrar yaparken yanma veya güçlük sizi ne kadar etkiliyor?
 - Sosyal yaşantınız, iş yaşamınız veya uyku düzeniniz ne ölçüde bozuluyor?
 
Prostat Hacmi:
- 30–80 ml arası büyüklükteyse TURP veya lazer yöntemleri sık tercih edilir.
 - 100 ml üzerinde devasa boyutlarda ise açık ameliyat veya HoLEP gibi yöntemler öne çıkar.
 - Embolizasyon hem orta hem de büyük prostatlarda uygulanabilmekle birlikte damar yapısı ve teknik imkanlar önemlidir.
 
Genel Sağlık Durumu ve Anestezi Riski:
- Kalp, akciğer veya başka sistemik rahatsızlıklar varsa, genel anestezi almak riskli olabilir. Bu durumda PAE daha cazip hale gelir.
 - Ameliyat masasında uzun kalma süresiyle baş edemeyecek hastalarda da PAE düşünülebilir.
 
Hastanın Tercihi ve Beklentileri:
- Cinsel fonksiyonun korunması öncelikler arasında mı?
 - Kısa sürede işe dönmek veya sosyal hayattan uzak kalmamak önemli mi?
 - Uzun dönemde tam çözüme daha yakın olmak mı, yoksa “daha az risk, daha az invaziv işlem” mi önemli?
 
Merkez ve Hekim Tecrübesi:
- PAE, deneyimli bir girişimsel radyolog ve donanımlı bir merkez gerektirir.
 - Cerrahi yöntemler de hekimin bu işle ilgili uzmanlığı ve tecrübesiyle yakından ilişkilidir.
 
Tüm bu faktörler bir araya getirildiğinde, ürolog ve gerekirse girişimsel radyologla detaylı bir görüşme yapmak, sorular sormak ve seçeneklerin artı-eksi yönlerini iyi anlamak gerekir. Sonrasında, hasta kendi yaşam tarzına ve önceliklerine en uygun gördüğü yönteme daha bilinçli bir şekilde karar verebilir.
Prostat Embolizasyonu ve Ameliyat Seçenekleri Arasındaki En Temel Farklar Nelerdir?
Okuduğumuz tüm bilgileri bir tablo gibi gözünüzün önünde canlandırmak gerekirse, şu başlıklarda özetleyebiliriz:
İnvazivlik (Vücuda Müdahale Düzeyi):
- PAE: Minimal invaziv, damar içi işlem; büyük kesiler yok, sadece kateter girişi.
 - Cerrahi (TURP, Açık Prostatektomi, Lazer vb.): Değişken düzeyde invazivlik. TURP ve lazer üretradan girilerek yapılır, açık ameliyat ise klasik kesi içerir.
 
Anestezi Türü ve Hastanede Kalış:
- PAE: Genelde lokal veya hafif sedasyonla, kısa hastanede kalış süresi (1 gün ya da aynı gün).
 - TURP: Spinal veya genel anestezi, 1-2 gün hastanede kalış.
 - Açık Ameliyat: Genel veya spinal anestezi, birkaç gün (2-5 gün) hastanede kalış.
 
İyileşme Süresi:
- PAE: 1-2 hafta içinde büyük oranda normal hayata dönüş.
 - TURP: 3-4 hafta, ağır aktivitelerden kaçınma.
 - Açık Ameliyat: 4-6 hafta veya daha fazla.
 
Cinsel Fonksiyonlar:
- PAE: Retrograd ejakülasyon ve erektil disfonksiyon riski daha az.
 - TURP ve Açık Ameliyat: Daha yüksek retrograd ejakülasyon oranı, erektil fonksiyonda olası azalma.
 - Lazer ve MIST: Görece daha iyi koruma, ama yine de risk sıfır değil.
 
Uzun Dönem Başarı ve Reoperasyon (Tekrar İşlem):
- PAE: 3-5 yıl sonra ek müdahale gerekme oranı %20-30 veya daha yüksek olabilir.
 - TURP: 5 yıl içinde ek müdahale gerekme oranı yaklaşık %10–15, bazen daha az.
 - Açık Ameliyat: Daha düşük tekrar müdahale oranı, ancak yüksek invazivlik.
 
Sonuçta, “ideal tedavi yöntemi” kişiden kişiye değişir. Bazı hastalar uzun yıllar bir daha müdahaleye gerek kalmadan yaşamak için ameliyatı tercih ederken, bazıları düşük risk ve kısa iyileşme süresini tercih eder. Bu kişisel tercihlerinizi de göz önünde bulundurarak hekiminizle mutlaka detaylı konuşmanız önerilir.

Dr. Ali Yurtlak, 1970 yılında Kahramanmaraş’ta doğmuş bir Girişimsel Radyoloji Uzmanıdır. Tıp eğitimini 1996 yılında Adana Çukurova Üniversitesi’nde tamamladı. Radyoloji alanındaki eğitimini İstanbul Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde aldı. Son yıllarda radyoloji alanında özel bir uzmanlık dalı olan Girişimsel Radyoloji’ye yönelerek anjiyografik işlemler gerçekleştirmektedir. Şu anda Özel Atlas Üniversitesi’nde Öğretim Üyesi olarak görev yapmaktadır ve aynı zamanda İstanbul Medicine Hospital Hastanesi’nde Anjiyografi Sorumlusu olarak çalışmaktadır.
