Tiroid nodül embolizasyonu, tiroid bezindeki nodüllerin tedavi edilmesinde kullanılan etkili bir yöntemdir. Bu işlem, damarları tıkayarak nodüllerin küçülmesini sağlar. Embolizasyon, cerrahi veya diğer tedavi seçenekleri uygun olmayan durumlarda tercih edilir.
Embolizasyon Nedir?
Embolizasyon, tıbbi bir işlem olarak bir doku, organ veya tümörün tedavi amacıyla damarlarının tıkanması anlamına gelir. Bu işlemde, embolizasyon materyali kullanılarak hedeflenen bölgedeki damarlar geçici olarak tıkanır. Tiroid nodül embolizasyonunda, tiroid bezindeki nodülleri besleyen atardamarlar hedef alınır. Bu atardamarlara enjekte edilen tıkanıcı tanecikler sayesinde nodülleri besleyen kan akışı kesilir ve nodüllerin boyutu zamanla küçülür.
Embolizasyonun amacı, hedef bölgenin kanlanmasını azaltarak dokunun büyümesini veya etkisini kontrol altına almaktır. Bu yöntem, cerrahi müdahale veya diğer tedavi seçenekleri için uygun olmayan durumlarda tercih edilir. Özellikle büyük nodüller veya komplikasyon riski taşıyan hastalarda, embolizasyon etkili bir alternatif olabilir. Embolizasyon, lokal anestezi altında gerçekleştirilen düşük riskli bir işlemdir ve genellikle hastalar için daha hızlı bir iyileşme süreci sunar.
Tiroid Nodül Embolizasyonu Nasıl Uygulanır?
Tiroid nodül embolizasyonu işlemi, hassas bir prosedürdür ve aşağıdaki adımlarla gerçekleştirilir:
- Hazırlık Aşaması:
Hasta, işlem öncesinde detaylı bir değerlendirmeye tabi tutulur. Hastanın tıbbi geçmişi ve tiroid nodülünün özellikleri incelenir. İşlem öncesinde hastanın aç karnına gelmesi gerekebilir. İşlem sırasında hastanın rahat ve konforlu olması sağlanır.
- Lokal Anestezi:
Hasta anjiyografi masasına yatırılır ve işlem genellikle lokal anestezi altında gerçekleştirilir. Kasığa lokal anestezik madde enjekte edilerek bölgenin uyuşması sağlanır. Bu sayede işlem sırasında rahatsızlık veya ağrı hissi minimuma indirilir.
- Kateter Yerleştirme ve Embolizasyon:
Uyuşmuş bölgeden ince bir kateter (borucuk) tiroid nodüllerini besleyen damarlara doğru ilerletilir. Kateterin ilerlemesi anjiyo ekranı üzerinden gözlemlenir. Nodülleri besleyen damarlara ulaşıldığında, tıkanıcı tanecikler veya partiküller kateter aracılığıyla damarlara enjekte edilir. Bu tanecikler, damarların tıkanmasını sağlayarak nodüllerin kan akışını keser. Bu da nodüllerin küçülmesine ve etkisinin azalmasına neden olur.
Embolizasyon işlemi genellikle birkaç saat sürer. İşlem sonrasında hastanın dinlenmesi ve gözlem altında tutulması gerekebilir. İşlem sonrası dönemde hafif ağrı, şişlik veya halsizlik gibi semptomlar görülebilir. Ancak genellikle bu semptomlar hızla geçer. İşlem sonrası, doktor tarafından önerilen talimatlara uygun şekilde dinlenmek ve iyileşmeyi desteklemek önemlidir.
Tiroid Nodül Büyüklüğü Kaç Cm Olursa Tehlikelidir?
Tiroid nodüllerinin tehlikeli olup olmadığı, boyutlarına göre değişkenlik gösterir. Cosimo Durante ve ekip arkadaşlarının araştırmalarına göre, genellikle tiroid nodülleri yaygın ve iyi huylu olup, boyutları tek başına riski belirlemez. Ancak, 1 cm’den büyük nodüller, ultrasonografide şüpheli özellikler gösterdiklerinde ince iğne aspirasyon biyopsisi ile değerlendirilmeye daha uygun hale gelir. Amerikan Tiroid Derneği rehberlerine göre, önemli bir büyüme, en az iki nodül çapında %20 veya daha fazla artış ve en az 2 mm’lik bir artış olarak tanımlanır. Bu kriter, takip sürecinde nodül boyutundaki değişiklikleri izlemek için kullanılır. Nodül boyutu, sonografik görünüm ve zaman içindeki değişimler gibi diğer özelliklerle birlikte değerlendirildiğinde, tiroid nodüllerinin risk seviyesini belirlemede önemli bir faktördür.
Tiroid Nodül Embolizasyonu Ne Zaman Uygulanır?
Embolizasyon, çeşitli tiroid rahatsızlıklarının tedavisinde etkili bir yöntem olarak tercih edilir. Özellikle büyük boyutlu veya göğüs boşluğuna uzanan guatr gibi durumlar embolizasyon için uygun adaylardır. Bu tür guatr vakalarında, nodüller büyük bir hacme ulaşabilir ve çevresel dokulara baskı yaparak nefes darlığı gibi rahatsızlıklara yol açabilir. Embolizasyon, nodüllerin beslenen damarlarını tıkayarak, nodüllerin boyutunu azaltır ve böylece bu tür şikayetleri hafifletir. Aynı zamanda hastaların yaşam kalitesini artırabilir.
Tiroid kanserinin metastazları, embolizasyonun etkili olduğu bir diğer alanı oluşturur. Metastaz yapan tiroid kanserleri, damardan zengin bir yapıya sahip olabilirler. Bu durumda embolizasyon, metastazları besleyen damarları hedef alarak tümör büyümesini sınırlayabilir. Metastatik tiroid kanserlerinde embolizasyon, radyoaktif iyot tedavisine ilave olarak kullanılabilecek bir yöntemdir. Bu sayede daha yüksek tedavi başarısı elde edilebilir.
Ayrıca, embolizasyon tiroid nodüllerinin yanı sıra, tiroid kanserinin kemik ve karaciğer metastazlarında da başarıyla kullanılabilmektedir. Metastazlar genellikle damar yapısı zengin olduğundan, embolizasyon bu tür vakalarda metastazların büyümesini engelleyerek ağrıyı azaltabilir. Özellikle karaciğer metastazlarında, tümör sayısı ve büyüklüğüne bağlı olarak embolizasyon veya kemoterapi ile birleştirilmiş embolizasyon (kemoembolizasyon) yöntemleri tercih edilebilir.
Tiroid Nodül Embolizasyonu Avantajları Nelerdir?
Embolizasyon tiroid nodül tedavisinde pek çok avantaj sunar. Öncelikle, bu yöntem lokal anestezi altında gerçekleştirilen bir işlem olduğu için hastalar için oldukça rahattır. Ağrısız bir prosedürdür ve hastalar genellikle işlem sonrası aynı gün taburcu edilebilirler. Bu, hastaların yaşamlarını daha az kesintiye uğratır.
Bir diğer önemli avantaj, embolizasyonun cerrahi veya radyoaktif iyot tedavisi gibi daha invaziv yöntemlere göre daha az travmatik olmasıdır. Cerrahi işlemler genellikle daha uzun iyileşme süreleri ve komplikasyon riskleri içerirken, embolizasyonun işlem sonrası dönemi genellikle daha rahattır. Ayrıca, embolizasyon sayesinde tiroid bezi fonksiyonunu korur, bu da hipotiroidi riskini azaltır.
Bununla birlikte, embolizasyonun diğer bir avantajı da tedavi sonrası ilaç kullanımının sınırlı olmasıdır. Özellikle tiroid bezi fonksiyonunu koruduğu için hastaların ömür boyu tiroid ilacı alması gerekmeyebilir. Bu durum hastaların yaşam kalitesini artırabilir. Embolizasyon, uygun hastalarda tercih edilen bir tedavi seçeneği olabilir ve hastalar için birçok avantaj sunabilir.
Tiroid Nodül Embolizasyonu Sonrası Dönemde Nelere Dikkat Edilmelidir?
Embolizasyon işlemi sonrasında hasta genellikle hızla iyileşir. İşlem sonrası dönem, minimal rahatsızlıkla geçer. İşlem sırasında kullanılan lokal anestezi sayesinde ağrı hissi en aza indirgenir ve işlem sonrası ağrı genellikle hafiftir. Hastaların çoğu, işlem sonrasında hafif bir boyun ağrısı veya rahatsızlık hissi yaşayabilir. Ancak bu rahatsızlık genellikle birkaç gün içinde geçer.
İşlem sonrasında hastaların çoğu günlük aktivitelerine hızla dönebilir. Hasta aynı gün taburcu edilebilir, ancak bazı durumlarda hastanede gözlem altında kalmak gerekebilir. İyileşme süreci genellikle sorunsuz geçer. Nadir durumlarda, işlem sonrası enfeksiyon veya kanama gibi komplikasyonlar görülebilir. Ancak bu tür durumlar oldukça nadirdir.
İşlem sonrasında hastaların bir süre boyunca doktorun önerdiği şekilde dinlenmeleri, sıvı alımına dikkat etmeleri ve önerilen ilaçları düzenli olarak kullanmaları önemlidir. Ayrıca, işlem sonrası kontrolleri düzenli olarak takip edilmelidir. Genellikle hastalar, işlem sonrası birkaç hafta veya ay içinde doktorları tarafından değerlendirilir ve gerekli görülürse ilave tedavi veya takip planları belirlenir.
Tiroid Nodülü Alındıktan Sonra Tekrarlar Mı?
Tiroid nodülünün tehlikeli boyutu kişiden kişiye değişebilir. Henry Jenny ve ekibinin çalışmalarına göre, tiroid nodülleri bazen cerrahi müdahale sonrası yeniden büyüyebilir. Genel olarak, nodülün büyüklüğü değil, onun özellikleri ve değişim hızı önemlidir. Özellikle 1 cm’den büyük nodüller dikkatle izlenmelidir. Bu boyuttaki nodüller, daha detaylı tetkikler gerektirebilir. Hızlı büyüyen veya boyutu 4 cm’yi aşan nodüller riskli olarak kabul edilir. Bu tür durumlarda, nodülün biyopsisi ve gerekirse cerrahi müdahale önerilir. Ancak, her büyük nodül kanser riski taşımaz. Doktorunuzun önerdiği düzenli kontrol ve tetkikler, nodülün durumunu takip etmek için en iyi yoldur.
Tiroid Nodülünde Alternatif Tedaviler Nelerdir?
- Termal Ablasyon Yöntemleri
Tiroid nodüllerinin tedavisinde embolizasyon dışında tercih edilen bir alternatif, termal ablasyon yöntemleridir. Bu yöntemler arasında lazer ve radyofrekans yer alır. Lazer ablasyonunda odaklanmış lazer ışığı nodülü tahrip eder. Radyofrekans ablasyonunda ise yüksek frekansta elektrik akımı nodülde ısı oluşturarak yok etmeye yardımcı olur. Bu yöntemler lokal anestezi altında uygulanır ve genellikle daha küçük nodüllerde tercih edilir. Tedavinin etkinliği nodülün büyüklüğüne ve özelliklerine bağlıdır.
- Alkol Ablasyonu
Alkol ablasyonu, tiroid nodüllerinin tedavisi için bir diğer alternatif yöntemdir. Bu yöntemde, nodüle doğrudan alkol enjekte edilir. Alkol nodülün küçülmesine ve etkisinin azalmasına yardımcı olur. Bu yöntem daha küçük nodüllerde etkili olabilirken, büyük nodüllerde daha az başarı sağlayabilir. Alkol ablasyonu lokal anestezi altında yapılır ve genellikle güvenli bir seçenektir.
Tiroid Nodülü Kendiliğinden Küçülür Mü?
Tiroid nodülleri kendiliğinden küçülmez, Giorgio Grani ve meslektaşlarının çalışmaları bu durumu desteklemektedir. Araştırmacılar, iyi huylu 1567 tiroid nodülüne sahip hastalar üzerinde beş yıl süren bir izlem yapmışlardır. Bulgularına göre, bu nodüllerin yaklaşık %85’i büyüme göstermemiş ve semptomsuz kalmıştır. Sonuç olarak, bu hastalar herhangi bir tedaviye ihtiyaç duymamışlardır. Bu sonuçlar, daha sonraki retrospektif çalışmalarla da teyit edilmiştir. Uzun vadeli izlem, daha önce gözden kaçmış olabilecek malignitelerin tespiti ve nodül büyümesinin takibini amaçlar. Dolayısıyla, bazı tiroid nodülleri sabit kalır ve aktif tedavi gerektirmeyebilir. Ancak her durumda doktor kontrolü ve düzenli takip önemlidir.
Tedavi Seçimi Nasıl Yapılır ve Önemli Noktalar Nelerdir?
Hangi tedavi yönteminin seçileceği, nodülün büyüklüğü, sayısı, hastanın genel sağlık durumu ve tercihleri göz önünde bulundurularak doktor tarafından belirlenmelidir. Her tedavi yönteminin avantajları ve dezavantajları vardır. Örneğin, embolizasyon daha çok kanlanan nodüllerde etkili olabilirken, termal ablasyon ve alkol ablasyonu daha küçük nodüllerde tercih edilir. Tedavi seçimi bireysel bir karardır ve doktorun önerileri dikkate alınmalıdır.
Ortalama 2025 Tiroid Nodül Embolizasyonu Ne Kadar ?
Ortalama Tiroid Nodül Embolizasyonu fiyatları için lütfen bizimle iletişime geçin.
Tiroid Nodül Embolizasyonu Yaptıranların Yorumları
Dr. Ali Yurtlak'ın hasta yorumları için Google Maps'e göz atabilirsiniz.
Sıkça Sorulan Sorular
Tiroid nodül embolizasyonu nasıl yapılır?
Tiroid arter embolizasyonu (TAE), tiroid nodüllerinin kan akışını azaltarak küçülmelerini sağlayan minimal invaziv bir işlemdir. Girişimsel radyoloji uzmanları tarafından yapılan bu işlemde, kasık bölgesindeki femoral artere kateter yerleştirilerek tiroid bezini besleyen damarlar erişilir. Kateter yerleştirildikten sonra, polivinil alkol gibi embolizan maddeler kullanılarak hedeflenen nodüler dokuya kan akışı engellenir. Kan akışının kesilmesiyle nodüller zamanla küçülür ve bu durumla ilişkili semptomlar hafifler. TAE genellikle lokal anestezi ve hafif sedasyon altında yapılır, bu sayede hastalar aynı gün evlerine dönebilir. Cerrahiye uygun olmayan ya da cerrahiden kaçınmak isteyen hastalar için cerrahi olmayan bir alternatif sunar.
Bu yöntem tiroid ameliyatına alternatif midir?
Tiroid arteri embolizasyonu (TAE), tiroid nodüllerine giden kan akışını azaltarak onların küçülmesine yol açan minimal invaziv bir işlemdir. Araştırmalar, TAE’nin altı ay içinde nodül hacmini yaklaşık %68,8 ve tiroid bezi hacmini ise %57,4 oranında küçültebileceğini göstermektedir. Ayrıca TAE’nin, Graves hastalığı dışı hipertiroidizmli hastalarda tiroid fonksiyonunu %86 oranında normale döndürdüğü bildirilmiştir. TAE, cerrahiye göre daha az komplikasyon ve tiroid fonksiyonunun korunması gibi avantajlar sunsa da uzun vadeli etkinliği ve en uygun hasta seçimi için daha fazla araştırma gerekmektedir.
Embolizasyon sonrası nodülün küçülme süresi ne kadardır?
Embolizasyon sonrası nodülün küçülme süresi, genellikle tedavi sonrası ilk birkaç ay içinde belirgin bir azalma gösterir. Yapılan çalışmalar, RFA (radyo frekans ablasyonu) ile tedavi edilen nodüllerin, 3-6 ay içinde hacimlerinde yaklaşık %50 ile %80 arasında bir azalma sağladığını göstermektedir. Benzer şekilde, EA (etanol ablasyonu) ile tedavi edilen kistik veya ağırlıklı olarak kistik nodüllerde %65 ile %100 arasında bir küçülme gözlemlenmektedir ve tedavi sonrasında bu azalma genellikle kısa sürede meydana gelir. Nodülün küçülme süresi, başlangıçtaki boyutu, bileşimi ve uygulanan ablasyon tekniği gibi faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Tedaviye yanıtı izlemek ve gerekirse ek müdahaleleri belirlemek için düzenli ultrason takibi önemlidir.
İşlem sonrası tiroid fonksiyonları etkilenir mi?
Tiroid arter embolizasyonu (TAE), tiroid nodülü hacmini önemli ölçüde azaltmakta ve tiroid fonksiyonlarını iyileştirmektedir. Nodüler guatrı olan 56 hasta ile yapılan bir çalışmada, ortalama nodül hacmi 80.2 mL’den 25.0 mL’ye, toplam tiroid hacmi ise 147.0 mL’den 62.6 mL’ye düşmüştür. Hipertiroidizmli 22 hasta arasında ise %86’sı işlem sonrasında normal tiroid fonksiyonuna (eutiroidizm) ulaşmıştır.
Tiroid nodül embolizasyonunun başarı oranı nedir?
Tiroid arter embolizasyonu (TAE), nodüler guatr tedavisinde önemli bir etkinlik göstermiştir. Yapılan çalışmalarda, işlem sonrasında altı ay içinde guatr hacminde yaklaşık %60’lık bir azalma gözlemlenmiştir. ThyPRO skoru gibi hasta raporlarına dayalı sonuçlar, işlem sonrası 155,4’ten 70,4’e kadar önemli bir iyileşme olduğunu göstermektedir. İşlem, yüksek bir teknik başarı oranına sahiptir ve bir çalışmada 146 hedeflenen tiroid arterinden 145’i başarıyla embolize edilmiştir. Hastaların yaklaşık %44,6’sında küçük komplikasyonlar meydana gelirken, büyük komplikasyonlar nadir olup yalnızca %3,6’sını etkilemiştir. Ayrıca işlem sonrası altı ayda hastaların %98’inden fazlası memnuniyetini belirtmiştir.
Kaynakça:
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC10423340/

Dr. Ali Yurtlak, 1970 yılında Kahramanmaraş’ta doğmuş bir Girişimsel Radyoloji Uzmanıdır. Tıp eğitimini 1996 yılında Adana Çukurova Üniversitesi’nde tamamladı. Radyoloji alanındaki eğitimini İstanbul Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde aldı. Son yıllarda radyoloji alanında özel bir uzmanlık dalı olan Girişimsel Radyoloji’ye yönelerek anjiyografik işlemler gerçekleştirmektedir. Şu anda Özel Atlas Üniversitesi’nde Öğretim Üyesi olarak görev yapmaktadır ve aynı zamanda İstanbul Medicine Hospital Hastanesi’nde Anjiyografi Sorumlusu olarak çalışmaktadır.