Günümüzde varis, yaygın olarak görülen bir cilt sorunudur ve çoğu insanın yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Neyse ki, modern tıp teknolojisi ve gelişmiş tedavi yöntemleri sayesinde ameliyatsız varis tedavisi artık etkili bir şekilde uygulanabilmektedir. Bu tedavi yöntemleri, hem estetik kaygıları hafifletmeyi hem de varis ile ilişkili rahatsızlıkları azaltmayı hedeflemektedir.
Girişimsel Radyoloji Uzmanı 1970 yılında Kahramanmaraş’ta doğdu. Tıp fakültesi eğitimini Adana Çukurova Üniversitesinde 1996 yılında tamamladı. Radyoloji eğitimini İstanbul Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yaptı. Son yıllarda radyoloji alanından, Girişimsel Radyoloji dalına kayarak anjiyografik tedaviler yapmakta. Faal olarak Özel Atlas Üniversitesi’nde Öğretim Üyesi ve İstanbul Medicine Hospital Hastanesi bünyesinde Anjiyografi sorumlusu olarak çalışmaktadır.
Dr. Ali YURTLAK
Ameliyatsız Varis Tedavileri Nelerdir?
Lazerle Varis Tedavisi Nedir ve Nasıl Yapılır?
Lazerle varis tedavisi, modern tıp alanındaki gelişmelerle birlikte varis hastalığının etkili bir şekilde tedavi edilmesi için kullanılan ameliyatsız bir yöntemdir. Bu tedavi yöntemi, özellikle genişlemiş ve görüntü olarak rahatsızlık veren damarların tedavisinde tercih edilmektedir. Lazerle varis tedavisi, minimal invaziv bir prosedür olup, hastaların ameliyat sonrası iyileşme sürecini kısaltmaktadır.
Bu yöntemde, varisli damarın içine ince bir kateter ile yerleştirilen lazer fiberi vasıtasıyla yoğun lazer enerjisi uygulanır. Bu enerji, damar duvarlarını etkileyerek damarın kapanmasını sağlar. Tedavi sırasında lokal anestezi kullanıldığı için ağrı minimum seviyededir. Lazerle varis tedavisi esnasında damar içerisindeki kan akımı engellenir ve zamanla damar kendiliğinden kaybolur. Tedavinin etkili olabilmesi için genellikle birkaç seans gerekebilir.
Lazerle varis tedavisi sonrası iyileşme süreci oldukça hızlıdır. İşlem sonrası hastalar aynı gün içinde normal günlük aktivitelerine dönebilirler. Tedavi sonrası hafif şişlik veya morluklar görülebilir, ancak bunlar genellikle kısa sürede geçer. Lazerle varis tedavisi, hastaların estetik kaygılarını giderirken aynı zamanda varisli damarların sağlığını da düzelten etkili bir yöntem olarak öne çıkmaktadır.
Köpükle Varis Tedavisi Nedir ve Nasıl Yapılır?
Köpükle varis tedavisi, özellikle ince ve orta kalınlıktaki varislerin tedavisinde kullanılan etkili bir yöntemdir. Skleroterapi adı verilen bu yöntemde, özel bir madde olan sklerozan, köpük haline getirilir ve varisli damarın içine enjekte edilir. Sklerozan maddesi, damar duvarına yapışarak damarı tahrip eder ve zamanla damar kapanır. Bu tedavi yöntemi sayesinde varisli damarın vücut tarafından emilmesi ve kaybolması sağlanır. Köpükle varis tedavisi özellikle ince damarlar ve örümcek damarları için etkili bir seçenektir. Genellikle birden fazla seans gerektirebilir, ancak her seansta görünür iyileşme sağlanabilir.
Köpükle varis tedavisi, ameliyatsız ve minimal invaziv bir yöntemdir. İğne ile yapılan enjeksiyonlar sayesinde hastaların günlük yaşamlarına hızla dönmeleri mümkündür. Tedavi sırasında hafif bir yanma veya batma hissi olabilir, ancak genellikle tolerans edilebilir düzeydedir. Tedavi sonrası hafif şişlik veya morluklar görülebilir, ancak bunlar zamanla geçer. Bu yöntem, özellikle ince damarlar için etkili ve güvenli bir seçenek olabilir.
Radyofrekans Varis Tedavisi Nedir ve Nasıl Yapılır?
Radyofrekans varis tedavisi, varisli damarların tedavisinde etkili ve ameliyatsız bir yöntem olarak öne çıkar. Bu yöntemde, radyofrekans enerjisi kullanılarak hastalıklı damarların tedavisi amaçlanır. İşlem sırasında ince bir kateter, varisli damarın içine yerleştirilir. Kateter aracılığıyla damar içine iletilen radyofrekans enerjisi, damarın iç yüzeyini ısıtarak çökmesini sağlar. Damarın iç yüzeyi bu şekilde tahrip olduğunda, kan akışı engellenir ve damar zaman içinde vücut tarafından emilir. Radyofrekans varis tedavisi lokal anestezi altında uygulandığı için hastaların ağrı veya rahatsızlık hissetmesi minimaldir. İşlem sonrası hastalar genellikle aynı gün taburcu edilir ve günlük aktivitelerine dönebilirler. Tedavi sonrası hafif şişlik veya morluklar oluşabilir, ancak bunlar zamanla geçer.
Radyofrekans varis tedavisi özellikle daha büyük damarların tedavisinde etkilidir. Bu yöntem sayesinde hastalar ameliyat gerektirmeden varis sorunlarından kurtulabilirler. Radyofrekans enerjisinin kullanılmasıyla damarların kapatılması, damar iç yüzeyine minimal zarar verirken etkili sonuçlar sağlar. Uygulama sonrası hastaların memnuniyeti yüksektir ve genellikle başarılı sonuçlar elde edilir. Radyofrekans varis tedavisi, uzman bir doktor tarafından gerçekleştirildiğinde güvenli ve etkili bir seçenektir.
Mikro Skleroterapi Nedir ve Nasıl Yapılır?
Mikro skleroterapi, özellikle ince ve kılcal damarların tedavisinde etkili olan bir ameliyatsız varis tedavi yöntemidir. Bu yöntemde, cilt yüzeyine çok ince iğneler yardımıyla sklerozan adı verilen bir madde enjekte edilir. Sklerozan, damarın iç yüzeyini tahriş ederek damarın çökmesini ve kapanmasını sağlar. Bu sayede ince varislerin görünümü azalırken, kan akışı daha sağlıklı damarlara yönlendirilir.
Mikro skleroterapi tedavisi genellikle kozmetik amaçlıdır ve hastaların varisli damarlarından kurtulmasına yardımcı olur. İşlem sırasında, cilt yüzeyine küçük iğneler yardımıyla sklerozan enjekte edilir. Bu işlem hafif bir acı hissi yaratabilir, ancak genellikle dayanılabilir düzeydedir. Mikro skleroterapi tedavisi genellikle birkaç seans halinde uygulanır, çünkü her seans sonrasında varisli damarların görünümünde iyileşme gözlemlenir. Tedavi sonrası, hastaların varisli bölgelerde hafif morluklar veya şişlikler olabilir, ancak bunlar genellikle zamanla kaybolur. Mikro skleroterapi, ince varislerin tedavisinde etkili ve güvenilir bir seçenektir ve ameliyatsız bir şekilde varislerden kurtulmak isteyen hastalar için uygun bir tercihtir.
Ameliyatsız Varis Tedavisi Sonrası İyileşme Süreci Ne Kadar Sürer?
ameliyatsız varis tedavisi genellikle minimal invaziv yöntemler olduğundan, hastaların iyileşme süreci genellikle hızlı ve rahattır. Tedavi sonrası dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Tedavi sonrası hafif şişlik, morluk veya rahatsızlık hissi normaldir ve genellikle birkaç gün içinde kendiliğinden azalır. Ancak bu belirtiler rahatsızlık yaratıyorsa veya uzun süre devam ediyorsa mutlaka doktorunuzla iletişime geçmelisiniz.
Tedavi sonrası doktorunuzun önerilerini dikkatlice takip etmek önemlidir. Genellikle hastalara hafif aktivite önerilirken aşırı zorlayıcı egzersizlerden kaçınılması gerektiği belirtilir. Ayrıca, varis çorapları veya bandajlar kullanmanız da istenebilir. Bu önerilere uymak, iyileşme sürecinizi hızlandırabilir ve rahatsızlıkları en aza indirebilir. Tedavi sonrası kontrolleri düzenli olarak takip etmek de önemlidir. Doktorunuz, tedavinin etkisini değerlendirmek ve varislerinizin durumunu gözlemlemek amacıyla belirli aralıklarla kontroller isteyebilir. İyileşme süreci her bireyde farklılık gösterebilir, bu nedenle doktorunuzun tavsiyelerine uyarak hareket etmek en sağlıklısıdır.
Ameliyatsız Varis Tedavisi İçin Uygun Adaylar Kimlerdir ve Riskleri Nelerdir?
Ameliyatsız varis tedavisi, hafif ve orta düzeyde varis sorunu yaşayan kişiler için genellikle uygun bir seçenektir. Bu tedaviler, genellikle estetik ve rahatsızlık şikayetlerini hafifletmeyi amaçlar. Hafif düzeyde varis belirtileri, örümcek damarlar veya ince kılcal damar genişlemeleri gibi durumlar ameliyatsız tedavilere daha uygun olabilir. Öte yandan, daha ciddi varis sorunları veya derin toplardamarlarla ilgili komplikasyonlar gerektiren durumlar cerrahi müdahaleyi gerektirebilir.
Ameliyatsız varis tedavisi genellikle güvenli ve etkili olsa da, her tıbbi işlemde olduğu gibi bazı riskler bulunmaktadır. Enfeksiyon, damar iltihabı, deri reaksiyonları veya alerjik tepkiler gibi olası komplikasyonlar söz konusu olabilir. Bununla birlikte, uzman bir doktorun gözetiminde gerçekleştirilen tedavilerde riskler minimize edilir. Tedaviye karar verirken hastanın genel sağlık durumu, mevcut ilaçlar veya alerjiler gibi faktörler dikkate alınmalıdır. Uygun adaylar, tedavi seçenekleri ve olası riskler hakkında detaylı bilgi için mutlaka bir uzmana danışmalıdır.
Tedavi Seçimi ve Uzman Tavsiyesi
Varis tedavisi seçimi, hastanın durumuna özgü olarak dikkatli bir şekilde yapılmalıdır. Uygun tedavi yöntemi seçimi, varisin tipine, boyutuna, hastanın genel sağlık durumuna ve diğer bireysel faktörlere bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle, bir uzmana danışmak ve uzmanın tavsiyelerine göre hareket etmek önemlidir. Uzman doktor, hastayı değerlendirecek, varisin şiddetini ve yaygınlığını değerlendirecek ve en uygun tedavi seçeneğini sunacaktır.
Tedavi seçiminde dikkate alınması gereken faktörlerden biri de hastanın beklentileridir. Estetik kaygılar mı ağır basıyor, yoksa rahatsız edici semptomlar mı? Bu faktörler tedavi yaklaşımını etkileyebilir. Uzman tavsiyesi, hastanın sağlık geçmişi, varis durumu ve yaşam tarzı gibi faktörlere dayanarak verilir. Tedavi seçimi, hastanın rahatlığı, iyileşme süreci ve sonuçlarını en üst düzeye çıkarmak amacıyla yapılır. Uzmanın deneyimi ve uzmanlığı, tedavi seçiminde güvenilir bir rehberdir ve hastanın varis sorununun en iyi şekilde ele alınmasını sağlar.
Ameliyatsız Varis Tedavisi Nasıl Yapılır?
27 Mart 2016 tarihli ve 10.1177/0268355516638577 DOI numarasıyla paylaşılan bir makalede tedavi yöntemleri detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Bu yöntemler arasında, N-butyl cyanoacrylate (VariClose) kullanılan endovenöz ablasyon yöntemi de bulunmaktadır. Bu yöntem, özellikle yetmezlik gösteren safenöz damarlar üzerinde uygulanır ve lokal anestezi altında gerçekleştirilir. Duplex ultrason muayenesiyle, tedavi edilen damar bölgesinin tamamen kapatıldığı gözlemlenir. Hasta, tedavi sonrası kısa sürede günlük yaşantısına dönebilir ve işlemden sonra komplikasyon görülme riski düşüktür. Lazerle varis tedavisi de popüler bir yöntem olup, minimal invazivdir ve hızlı iyileşme sağlar. Köpükle varis tedavisi ise ince ve orta kalınlıktaki varisler için uygundur, sklerozan maddesi enjekte edilerek damarın kapatılması sağlanır. Radyofrekans tedavisi ise, özellikle büyük damarların tedavisinde etkili, radyofrekans enerjisi kullanılarak yapılan bir işlemdir. Mikro skleroterapi de ince damarların tedavisi için uygundur ve cilt yüzeyine ince iğnelerle sklerozan enjekte edilir.
Ameliyatsız Varis Tedavisi Ne Kadar Sürer?
Sage Publishing’de paylaşılan bu araştırmaya göre, işlemlerin ortalama süresi 15.2 dakikadır. Süre, tedavi yöntemine ve varisin büyüklüğüne bağlı olarak değişebilir. Lazerle varis tedavisi, köpükle varis tedavisi, radyofrekans varis tedavisi ve mikro skleroterapi gibi yöntemler mevcuttur. Her bir tedavi yöntemi, damarın yapısına ve hastanın ihtiyacına göre uyarlanabilir. Lazerle varis tedavisi, varisli damara yoğun lazer enerjisi uygulayarak kısa sürede etki gösterir. Köpükle tedavi ise özellikle ince damarlar için idealdir. Radyofrekans yöntemi, daha büyük damarların tedavisinde kullanılırken, mikro skleroterapi ince ve kılcal damarlar için tercih edilir. Bu yöntemler, minimal invaziv olmaları sayesinde hastaların iyileşme sürecini kısaltır. Dolayısıyla ameliyatsız varis tedavisi, kısa süreler içinde etkili sonuçlar sunar.
Ortalama 2025 Ameliyatsız Varis Tedavisi Ne Kadar ?
Ortalama Ameliyatsız Varis Tedavisi fiyatları için lütfen bizimle iletişime geçin.
Ameliyatsız Varis Tedavisi Yaptıranların Yorumları
Dr. Ali Yurtlak'ın hasta yorumları için Google Maps'e göz atabilirsiniz.
Sıkça Sorulan Sorular
Ameliyatsız varis tedavisi hangi yöntemlerle yapılır?
Varisli damarlar için cerrahi olmayan tedavi yöntemleri arasında skleroterapi, endovenöz lazer ablasyonu (EVLA), radyo frekans ablasyonu (RFA) ve daha yeni yöntemler arasında buharla damar skleroterapisi ve siyanakrilat yapıştırıcı ile tedavi yer alır. Skleroterapi, damar içine solüsyon enjekte edilerek damarların büzülmesini ve kaybolmasını sağlar; küçük varisli damarlar ve örümcek damarları için etkilidir. EVLA, damarları içeriden ısıtarak kapatırken, RFA ise radyo frekans enerjisi ile aynı işlemi yapar; her ikisi de minimal invazivdir, yüksek başarı oranına ve hızlı iyileşme sürelerine sahiptir. Buharla damar skleroterapisi, varisli damarları buharla yok etmek için kullanılır ve kısa vadede güvenli ve etkili sonuçlar verir. Siyanakrilat yapıştırıcı tedavisi ise, damarları tıbbi yapıştırıcı ile kapatarak cerrahi olmayan, ısı kullanmayan bir alternatif sunar ve umut verici sonuçlar göstermektedir.
Lazer ve radyofrekans tedavileri nasıl uygulanır?
Lazer ve radyofrekans tedavileri, varisli damarların tedavisinde kullanılan minimal invaziv yöntemlerdir. Lazer tedavisinde (Endovenöz Lazer Ablasyonu EVLA), bir lazer fiberi cilt altına küçük bir kesiyle yerleştirilir ve lazer enerjisi damar duvarını ısıtarak damarları kapatır. Radyo frekans ablasyonunda (RFA) ise, bir kateter aracılığıyla damar içine radyo frekansı enerjisi verilir ve damar ısınarak kapanır. Her iki işlem de genellikle lokal anestezi altında, ultrason rehberliğinde yapılır ve hastalar birkaç gün içinde normal aktivitelerine dönebilir. Yan etkiler arasında morarma, şişlik ve nadiren sinir hasarı ya da derin ven trombozu görülebilir.
Ameliyatsız tedavi sonrası varisler tamamen iyileşir mi?
Varisli damarlar için uygulanan cerrahi olmayan tedaviler, örneğin endovenöz lazer ablasyonu (EVLA), radyo frekans ablasyonu (RFA) ve skleroterapi, yüksek başarı oranlarına sahiptir; EVLA ve RFA, %98’e kadar kapanma oranlarına ulaşabilmektedir. Ancak tedavi sonrası nüks oranları %13 ile %65 arasında değişmektedir. Nüks gelişimine neden olan faktörler arasında yeni damar oluşumu, tedavi edilen damarların yeniden açılması ve yeni varislerin ortaya çıkması yer almaktadır. Cerrahi olmayan tedaviler, semptomları hafifletmede ve görünümü iyileştirmede etkili olsa da kalıcı bir çözüm garanti etmez, bu nedenle hastaların düzenli takibi ve gerekirse ek tedaviler uygulanması gerekebilir.
Tedavi sonrası günlük hayata ne kadar sürede dönülür?
Varis tedavisi sonrası günlük hayata dönme süresi uygulanan tedavi yöntemine göre değişir. Minimal invaziv yöntemler, örneğin lazerle damar içi tedavi (EVLA) ve radyo frekans ablasyonu (RFA) sonrası, hastalar genellikle 24 saat içinde normal aktivitelerine dönebilir, bazıları aynı gün işlerine dönebilir. Scleroterapi uygulanan hastalar da genellikle herhangi bir ara vermeden günlük hayatlarına devam edebilir. Ancak geleneksel cerrahi yöntemlerle yapılan varis ameliyatlarında iyileşme süreci daha uzun olabilir; bu hastalar, genellikle birkaç gün boyunca ağır egzersizlerden kaçınmaları istenir. Tedavi sonrasında, iyileşme sürecine yardımcı olması için genellikle 1-2 hafta boyunca kompresyon çorabı giyilmesi tavsiye edilir.
Ameliyatsız varis tedavilerinin riskleri nelerdir?
Varisli damarlar için cerrahi olmayan tedaviler, örneğin skleroterapi, endovenöz lazer ablasyonu (EVLA) ve radyo frekans ablasyonu (RFA) genellikle güvenlidir ancak bazı riskler taşır. Skleroterapi, venöz tromboemboli, görme bozuklukları, alerjik reaksiyonlar, tromboflebit, deri nekrozu ve hiperpigmentasyon gibi komplikasyonlara yol açabilir. EVLA’da morarma (%51), hematom (%2,3), geçici uyuşma (%3,8), flebit (%7,4), sertleşme (%46,7) ve gerginlik hissi (%24,8) gibi hafif komplikasyonlar görülebilir. Daha ciddi komplikasyonlar ise nadirdir ancak deri yanığı (%0,5), derin ven trombozu (%0,4), pulmoner emboli (%0,1) ve sinir hasarı (%0,8) olabilir. RFA ise yanık, ekimoz, postoperatif ağrı, varislerin nüksü ve parestezi risklerini azaltırken, deri pigmentasyonu artışı (%1,74) gibi bir riske neden olabilir.
Kaynakça:

Dr. Ali Yurtlak, 1970 yılında Kahramanmaraş’ta doğmuş bir Girişimsel Radyoloji Uzmanıdır. Tıp eğitimini 1996 yılında Adana Çukurova Üniversitesi’nde tamamladı. Radyoloji alanındaki eğitimini İstanbul Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde aldı. Son yıllarda radyoloji alanında özel bir uzmanlık dalı olan Girişimsel Radyoloji’ye yönelerek anjiyografik işlemler gerçekleştirmektedir. Şu anda Özel Atlas Üniversitesi’nde Öğretim Üyesi olarak görev yapmaktadır ve aynı zamanda İstanbul Medicine Hospital Hastanesi’nde Anjiyografi Sorumlusu olarak çalışmaktadır.