Tiroid nodülleri, tiroid bezinde meydana gelen en sık rastlanan sağlık sorunlarından birini oluşturur. Bu nodüllerin temel nedenleri arasında genellikle iyot eksikliği gibi faktörler yer almaktadır. Tiroid nodülleri, hastaların görünümünde değişikliklere, ses kısıklığına ve yutma zorluğuna kadar çeşitli rahatsızlıklara yol açabilir. Bu sorunlar, hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir. Tedavi gerektiren durumlarda, geleneksel cerrahi yöntemlerin yanı sıra, günümüzde radyofrekans ablasyonu gibi daha ileri seçenekler de sunulmaktadır. Bu yöntemler, hastalara daha konforlu ve etkili tedavi alternatifleri sunarak, tiroid nodüllerinin neden olduğu sıkıntıları hafifletmeyi amaçlamaktadır.
Girişimsel Radyoloji Uzmanı 1970 yılında Kahramanmaraş’ta doğdu. Tıp fakültesi eğitimini Adana Çukurova Üniversitesinde 1996 yılında tamamladı. Radyoloji eğitimini İstanbul Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yaptı. Son yıllarda radyoloji alanından, Girişimsel Radyoloji dalına kayarak anjiyografik tedaviler yapmakta. Faal olarak Özel Atlas Üniversitesi’nde Öğretim Üyesi ve İstanbul Medicine Hospital Hastanesi bünyesinde Anjiyografi sorumlusu olarak çalışmaktadır.
Dr. Ali YURTLAK
Tiroid Nodül Ablasyonu Nedir?
Pierpaolo Trimboli ve ekibi tarafından belirtilen Tiroid Nodül Ablasyonu, termal ablasyon tekniklerini kapsar. Bu yöntemler, görüntüleme rehberliğinde uygulanır ve tiroid nodüllerinin tedavisinde etkilidir. Radyofrekans ablasyonu (RFA) ve lazer ablasyonu, bu tedavi seçenekleri arasında en sık kullanılanlardır. Ayrıca yüksek yoğunluklu odaklı ultrason (HIFU) ve mikrodalga ablasyonu (MWA) da tiroid nodül tedavisinde alternatifler arasında yer alır. Bu tedaviler genellikle yerel basınç semptomlarına veya estetik endişelere yol açan iyi huylu tiroid nodülleri için tercih edilir. Uluslararası kılavuzlar, bu yöntemleri belirli semptomlar gösteren iyi huylu katı tiroid nodülleri için önermektedir. Tiroid nodül ablasyonu, fonksiyon göstermeyen nodüllerin tedavisinde önemli bir role sahiptir.
Tiroid Nodül Ablasyonu Tedavisi Nasıl Yapılır?
Jung Hwan Baek ve ekibi tarafından açıklanan Tiroid Nodül Ablasyonu süreci, ultrason rehberliğinde ve lokal anestezi altında gerçekleştirilir. İşlem sırasında cilt kesilmez, bu sayede yara izi oluşumu engellenir. Elektrot, tiroid nodülüne trans-istmik yöntemle yerleştirilir, nodülün derin kısımlarına ilk olarak konumlandırılır. “Hareketli-atış tekniği” ile nodül tedavi edilir ve bu süreçte 30 W güç kullanılarak başlanır. Eğer elektrot ucunda hiperekoik bölge belirmesi 5-10 saniye içinde gerçekleşmezse, güç kademeli olarak 80 W’a kadar artırılır. Karışık veya kistik tiroid nodüllerinde, RFA işleminden önce iç sıvı aspirasyonu yapılır. Bu yöntemle tiroid nodüllerinin tedavisinde etkili sonuçlar elde edilir.
Ultrason Rehberliğinde Ablasyon Nasıl Yapılır?
Ultrason rehberliğinde radyofrekans ablasyonu, tiroid nodüllerinin tedavisinde etkili ve güvenli bir yöntem olarak öne çıkmaktadır. Bu yöntem, minimal invaziv bir yaklaşımı temsil eder ve cerrahi müdahale gerektirmez. İşlem sırasında hasta genel anesteziye ihtiyaç duymadan, lokal anestezi altında konforlu bir şekilde tedavi edilir. Ultrasonografi eşliğinde, cilt yoluyla iğne yerleştirilerek nodül hedeflenir. Radyofrekans dalgaları nodül içindeki dokuyu ısıtarak tahrip eder. Bu sayede nodül zaman içinde küçülür ve hastanın şikayetleri azalır.
Ultrason rehberliğinde ablasyon işlemi, hastalar için bir dizi avantaj sunar. Lokal anestezi ile yapıldığı için genel anesteziye bağlı riskler minimize edilir. Ayrıca cerrahiye kıyasla daha hızlı bir iyileşme süreci sağlar. İşlem sonrası hastalar hızla günlük aktivitelerine dönebilirler. Bu yöntemde skar oluşumu gibi estetik kaygılar da minimal seviyededir. Ultrasonografi kullanımı, doktorun işlemi hassas bir şekilde yönlendirmesini sağlar, böylece nodül etrafındaki sağlıklı dokuların korunması sağlanır.
Ultrason rehberliğinde ablasyon, iyi huylu nodüllerin tedavisinde etkili bir alternatif sunar. Ancak her hasta için uygun bir tedavi seçeneği değildir. Nodülün boyutu, konumu ve hastanın genel sağlık durumu gibi faktörler göz önünde bulundurularak tedavinin uygunluğu değerlendirilir. Doktorun önerileri ve hasta iletişimi, tedavi sürecinin başarısını artırmada önemli rol oynar.
Tiroid Nodül Ablasyonu Kimlere Uygulanır?
Prasanna Santhanam ve meslektaşlarının araştırmalarına göre, Tiroid Nodül Ablasyonu özellikle iki ana gruba uygulanabilir. İyi huylu tiroid nodülleri (BTN) için bu yöntem, semptomların ortaya çıkması durumunda etkili bir müdahale olarak değerlendirilir. Diğer yandan, farklılaşmış tiroid kanserleri (DTC) tedavisinde de kullanılmaktadır. Bu durumda, cerrahi birinci basamak tedavi olmakla birlikte, yüksek cerrahi riski taşıyan veya tekrarlanan cerrahi işlemlere sıcak bakmayan hastalar için alternatif bir seçenek olarak görülmektedir. Radyofrekans ablasyonu (RFA), bu yeni tedavi tekniklerinden biridir ve bu hastalarda tercih edilebilir. Bu yöntem, hasta konforunu ve tedavi başarısını artırma potansiyeline sahiptir.
Tiroid Nodül Ablasyonu’nun Avantajları ve Uygunluk Kriterleri Nelerdir?
Radyofrekans ablasyonu, tiroid nodüllerinin tedavisinde önemli avantajlar sunar. Öncelikle, cerrahiye göre daha az invaziv bir yöntem olması hastalar için büyük bir rahatlık sağlar. İşlem lokal anestezi altında gerçekleştirilir, bu da genel anesteziye kıyasla daha az risk taşır. Ameliyatla ilişkili skar oluşumu, cerrahi kesinin yarattığı estetik sorunları ortadan kaldırırken, hastaların günlük yaşamlarına daha hızlı dönmesine olanak tanır. Ayrıca, tiroid bezinin fonksiyonlarını koruma avantajı da bulunmaktadır. Tedavi sonrası tiroid hormonlarında ciddi düşüşler yaşanmaz, bu da hastanın genel sağlığını olumsuz etkilemez.
Ancak her tedavi seçeneği gibi, radyofrekans ablasyonunun da uygunluk kriterleri vardır. Bu tedavi yöntemi özellikle iyi huylu nodüllerde etkilidir. Büyük nodüllerde ve bazı özel durumlarda uygulanabilirliği sınırlı olabilir. Öncelikle doktor, hastanın tıbbi geçmişini ve nodülün özelliklerini dikkatlice değerlendirir. İşlem öncesinde kan testleri ve görüntüleme yöntemleri ile hastanın uygunluğu belirlenir. Bu şekilde tedavinin başarı şansı artırılır ve hastaya en uygun tedavi seçeneği sunulur.
Hasta-doktor iletişimi ve işbirliği de tedavi sürecinin önemli bir parçasıdır. Hasta, doktoruna hastalık hakkında doğru ve eksiksiz bilgi sağlamalıdır. Tedavi süreci boyunca doktorun önerilerine uymak ve düzenli kontrolleri takip etmek önemlidir. Hasta, tedavi sonrası yaşam tarzını ve beklentilerini de doktoruyla paylaşarak en iyi sonucu elde edebilir. Böylece radyofrekans ablasyonu, uygun hastalarda güvenli ve etkili bir tedavi seçeneği olarak öne çıkar.
Tiroid Nodül Ablasyonu Tedavi Süreci ve Sonuçlar
Tedavi süreci radyofrekans ablasyon yöntemi ile başladığında, hastanın rahatlığı ve güvenliği en öncelikli konudur. İşlem lokal anestezi altında gerçekleştirilir ve hastanın bilincinde herhangi bir değişiklik olmaz. Ultrason rehberliğinde, nodülün bulunduğu yere ince bir iğne yerleştirilir. Radyofrekans dalgaları bu iğne aracılığıyla nodüle iletilir ve nodül içinde ısı üretilir. Bu ısınma, nodül dokusunu tahrip eder ve zaman içinde nodül küçülür. İşlem sırasında hastanın minimal bir ağrı veya rahatsızlık hissetmesi beklenir.
İşlem sonrası, hastalar genellikle hemen günlük aktivitelerine dönebilirler. Ağrı düzeyi düşük olduğu için ağrı kesici ihtiyacı da sınırlıdır. Tedavi sonrası ilk dönemde ultrason kontrolleri yapılır. Bu kontroller, nodülün boyutunun azaldığını ve tahrip edilen dokunun etkili bir şekilde iyileştiğini gösterir. Tedavi sonuçları genellikle olumlu olup, hastaların kozmetik görünümleri ve rahatsızlıkları büyük ölçüde azalır.
Radyofrekans ablasyon, minimal invaziv bir yöntem olduğu için işlem sonrası skar veya dikiş izi gibi sorunlar yaşanmaz. Hastaların iyileşme süreçleri genellikle hızlıdır ve tedavi sonrası yaşam tarzlarına hızla dönebilirler. Ancak hastaların düzenli kontrolleri ve doktorun önerilerine uyumu da son derece önemlidir. Tedavi sonuçları bireysel olarak değişebilir, ancak genellikle radyofrekans ablasyonu, tiroid nodüllerinin neden olduğu rahatsızlıkları etkili bir şekilde azaltmada başarılı sonuçlar sunar.
Tiroid Nodül Tedavisi Alternatif Tedavi Seçenekleri Nelerdir?
Tiroid nodüllerinin tedavisinde radyofrekans ablasyonu dışında da alternatif yöntemler bulunmaktadır. Bu yöntemler, hastanın durumuna ve nodülün özelliklerine göre değerlendirilmelidir.
- Lazer Ablasyon
Lazer ablasyon, tiroid nodüllerinin tedavisi için kullanılan bir diğer minimal invaziv yöntemdir. Bu yöntemde, yine ultrason rehberliğiyle nodülün içine bir lazer probu yerleştirilir. Lazer ışınları nodülü ısıtarak tahrip eder. Lazer ablasyonunun radyofrekans ablasyonuna göre avantajları ve dezavantajları vardır. Lazer ablasyon daha az ağrılı bir işlem olabilir ancak etkinlik ve tedavi sonuçları konusunda radyofrekans ablasyonuna göre daha fazla araştırma gerekmektedir.
- Mikrodalga Ablasyon
Mikrodalga ablasyon, tiroid nodüllerinin tedavisinde kullanılan bir başka alternatif yöntemdir. Bu yöntemde, mikrodalga enerjisi kullanılarak nodül içinde ısınma sağlanır ve nodül harap edilir. Mikrodalga ablasyonunun avantajları arasında hızlı işlem süresi ve iyi sonuçlar elde edilmesi yer alır. Ancak uzun dönem sonuçları ve etkinliği hakkında daha fazla çalışma yapılması gerekmektedir.
Hastanın Rolü ve Beklentiler
Tedavi sürecinde hastaların aktif katılımı ve işbirliği oldukça önemlidir. Hastalar, sağlık profesyonelleri ile iletişim halinde olmalı, tıbbi geçmişlerini ve semptomlarını doğru bir şekilde paylaşmalıdır. Bu bilgiler, tedavi planının oluşturulmasında ve en uygun yöntemin seçilmesinde yardımcı olur. Doktora hastanın beklentilerini açıkça ileterek, tedavinin hedeflerini ve sonuçlarını net bir şekilde anlaması sağlanmalıdır.
Tedavi sürecinin başında hastalar, radyofrekans ablasyonunun nasıl gerçekleşeceği ve işlemin ne kadar süreceği gibi konularda bilgilendirilmelidir. Tedavi öncesi ve sonrası beklentileri, ağrı seviyeleri, iyileşme süreci ve günlük aktiviteleri etkileyip etkilemeyeceği gibi konular da açıkça tartışılmalıdır. Hastalar, tedavi sonrası olası komplikasyonları ve ne zaman doktora başvurması gerektiğini anlamalıdır.
Hastaların tedavi sonuçlarına ulaşmaları için işbirliği ve düzenli takip oldukça önemlidir. Doktorun önerdiği kontrolleri düzenli olarak yapmak, gerektiğinde görüntüleme tetkiklerini ve kan testlerini takip etmek hastanın sağlığına olan katkıyı artırır. Herhangi bir rahatsızlık veya sorun durumunda, hastanın hızlıca doktora başvurması tedavinin başarısını destekler. Hastaların kendilerine ve tedavi planına aktif bir şekilde katılmaları, en iyi sonuçları elde etmelerine yardımcı olur.
Ortalama 2025 Tiroid Nodülü Ablasyonu Ne Kadar ?
Ortalama Tiroid Nodülü Ablasyonu fiyatları için lütfen bizimle iletişime geçin.
Tiroid Nodülü Ablasyonu Yaptıranların Yorumları
Dr. Ali Yurtlak'ın hasta yorumları için Google Maps'e göz atabilirsiniz.
Sıkça Sorulan Sorular
Tiroit ablasyon Fiyatlarına neler etki eder?
Tiroit ablasyon fiyatlarına birden fazla faktör etki eder. Öncelikle, hastanenin bulunduğu şehir ve bölge fiyatları doğrudan etkiler. Hastanenin donanım ve teknolojik altyapısı da maliyetleri değiştirebilir. Ayrıca, ablasyon yönteminin türü ve kullanılan cihazlar da fiyat üzerinde belirleyici olur. Tedaviyi gerçekleştirecek doktorun deneyimi ve uzmanlık seviyesi de önemli bir etkendir. Tedavi öncesi ve sonrası gerekli olan tıbbi testler ve takip muayeneleri de toplam maliyeti artırabilir. Özel sağlık sigortası kapsamı ve hastanenin sigorta anlaşmaları da fiyatları etkileyebilir. Son olarak hastanın sağlık durumu ve tedaviye verdiği yanıt da fiyatlandırmayı değiştirebilir.
Tiroid nodül ablasyonu hangi durumlarda tercih edilir?
Tiroid nodül ablasyonu, genellikle basınç, kozmetik endişeler gibi semptomlara yol açan, iyi huylu nodüller için tercih edilir, özellikle cerrahi riski yüksek olan veya cerrahi tercih etmeyen hastalarda. Otonom fonksiyon gösteren tiroid nodüllerinde ablasyon düşünülebilir, ancak radyoaktif iyot birinci basamak tedavi olarak kalmaktadır. Tekrarlayan iyi huylu tiroid kanseri vakalarında ablasyon, cerrahiye uygun olmayan hastalar için tedavi edici veya palyatif bir rol oynayabilir. Ancak 1 cm’den büyük primer tiroid kanserlerinde kullanımı henüz iyi bir şekilde netleşmemiştir.
Radyofrekans ablasyon yöntemi nasıl uygulanır?
Radyofrekans ablasyon (RFA), benign tiroid nodüllerini tedavi etmek için kullanılan minimal invaziv bir işlemdir. Ultrason rehberliğinde, ince bir prob nodüle yerleştirilir ve yüksek frekanslı alternatif akım verilerek ısı üretilir ve koagülasyon nekrozu oluşturulur, bu da nodülün boyutunun küçülmesini sağlar. Yapılan çalışmalar, RFA’nın tedavi sonrası bir yıl içinde yaklaşık %79 oranında hacim küçülmesi sağladığını göstermektedir. İşlem genellikle lokal anestezi altında, ayaktan hasta olarak yapılır ve hastalar kısa süre içinde normal aktivitelerine dönebilir. Komplikasyon oranları düşüktür, ses değişiklikleri yaklaşık %1,4 vakada geçici olarak görülür ve nodül yırtılması %0,17 oranında meydana gelir. RFA, cerrahi için uygun olmayan veya cerrahi dışı bir seçenek tercih eden hastalar için özellikle faydalıdır. Ancak genellikle, ince iğne aspirasyon biyopsisi ile benign olduğu doğrulanan nodüller için uygulanır. RFA, esas olarak benign nodüller için kullanılsa da, bazı malign tiroid hastalıklarının tedavisindeki etkinliği üzerine devam eden araştırmalar bulunmaktadır.
Ablasyon işlemi sonrası nodül tamamen yok olur mu?
Ablasyon işlemi sonrası tiroit nodülünün tamamen yok olma olasılığı, nodülün büyüklüğü ve kullanılan ablasyon tekniği gibi faktörlere bağlı olarak değişir. Yapılan bir çalışmada tamamen yok olma oranlarının yaklaşık %50 ile %83 arasında değiştiğini göstermektedir. Örneğin bir çalışmada benign tiroit nodüllerinde ortalama 40 aylık takip sonrası %50,5 tam yok olma oranı bildirilmiştir. Bir başka meta-analiz, termal ablasyon ile tedavi edilen papiller tiroit kanserinde %83’lük bir yok olma oranı bulmuştur. Ayrıca benign nodüller için radyo frekans ablasyonu (RFA) üzerine yapılan bir çalışmada %76,2’lik bir tam yok olma oranı görülmüştür. Daha büyük nodüllerin önemli hacim azalması sağlamak için birden fazla ablasyon seansı gerektirebileceği de unutulmamalıdır.
Bu yöntemin komplikasyon riski var mıdır?
Bu yöntem genellikle güvenli kabul edilse de, bazı komplikasyonlar görülebilir. Büyük komplikasyonlar, vakaların yaklaşık %1,94’ünde bildirilmiş olup, bunlar arasında kanama %1,32 ve ses değişiklikleri %0,54 oranında görülmüştür. Nodül yırtılması, nadir ancak ciddi bir komplikasyon olup yaklaşık %0,2 oranında meydana gelmektedir. Hematom ve deri yanıkları gibi küçük komplikasyonlar ise vakaların %2,45’inde gözlemlenmiştir. Genel olarak, ısıl ablasyon işlemleri için toplam komplikasyon oranı yaklaşık %4,43’tür. Çoğu komplikasyon geçicidir ve uzun vadeli etkiler bırakmadan çözülür. Daha büyük nodül boyutu, daha yüksek ablasyon gücü ve bazı nodül özellikleri komplikasyon riskini artırabilir.
Ablasyon sonrası hastanın yaşam kalitesi nasıl etkilenir?
Tiroid nodülü ablasyonu, radyo frekansı ablasyonu (RFA) ve etanol ablasyonu (EA) gibi teknikler, hastaların yaşam kalitesini (YL) önemli ölçüde iyileştirdiği gösterilmiştir. Yapılan çalışmalar, tedavi sonrasında tiroidle ilgili yaşam kalitesi ölçeklerinde ve genel sağlık durumunda kayda değer iyileşmeler olduğunu rapor etmektedir. Örneğin prospektif çok merkezli bir çalışma, hem RFA hem de EA’nın nodül hacmini önemli ölçüde azalttığını ve ilgili semptomları hafifleterek hastaların yaşam kalitesini artırdığını gözlemlemiştir. Ayrıca araştırmalar, RFA’nın sadece baskı ve kozmetik endişeleri etkin bir şekilde kontrol etmekle kalmayıp, aynı zamanda iki yıllık takip süresince tiroid fonksiyon bozukluğu veya yaşamı tehdit eden komplikasyonlar oluşturmadan nodüler hacmi azalttığını belirtmektedir. Bunun yanı sıra, RFA sonrası yaşam kalitesini değerlendiren bir çalışmada, özellikle guatr, anksiyete ve görünüm alanlarında iyileşmeler gözlemlenmiştir.

Dr. Ali Yurtlak, 1970 yılında Kahramanmaraş’ta doğmuş bir Girişimsel Radyoloji Uzmanıdır. Tıp eğitimini 1996 yılında Adana Çukurova Üniversitesi’nde tamamladı. Radyoloji alanındaki eğitimini İstanbul Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde aldı. Son yıllarda radyoloji alanında özel bir uzmanlık dalı olan Girişimsel Radyoloji’ye yönelerek anjiyografik işlemler gerçekleştirmektedir. Şu anda Özel Atlas Üniversitesi’nde Öğretim Üyesi olarak görev yapmaktadır ve aynı zamanda İstanbul Medicine Hospital Hastanesi’nde Anjiyografi Sorumlusu olarak çalışmaktadır.
