Varis Başlangıcı Nasıl Önlenir?
Varis, birçok kişinin karşılaştığı ve olumsuz etkileri olan bir damar rahatsızlığıdır. Ancak başlangıcını engellemek mümkündür. Varisin başlangıcını önlemek için alınabilecek bazı önlemler vardır.
Hareketli Bir Hayat Tarzı Sürdürmek: Gün içinde uzun süre ayakta veya oturarak çalışmak kan dolaşımınızı olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle düzenli aralıklarla kısa yürüyüşler yapmak, bacak kaslarınızın çalışmasına yardımcı olabilir ve varis riskini azaltabilir.
Sağlıklı Beslenme: Sağlıklı bir diyet, kilo kontrolünü sağlayarak varis oluşumunu önleyebilir. Yüksek lifli gıdalar tüketmek ve tuz alımını sınırlamak, damar sağlığını destekler.
Dengeli Kilo: Fazla kilo, varis riskini artırabilir. Sağlıklı bir kiloya ulaşmak ve bunu korumak, varis başlangıcını önlemek için önemlidir.
Sigara ve Alkol Tüketimini Sınırlamak: Sigara içmek ve aşırı alkol tüketimi, kan damarlarına zarar verebilir ve varis riskini artırabilir.
Varis Çorapları: Uygun şekilde tasarlanmış varis çorapları kullanmak, bacaklarda oluşabilecek şişlikleri ve ağrıları azaltabilir.
Varis Başlangıcı Nasıl Anlaşılır?
Varis başlangıcında William A. Marston MD‘nin bulgularına göre, tipik semptomlar arasında bacak ağrısı, ağırlık hissi, şişlik ve kaşıntı yer alır. Venöz hastalığı olan hastalarda yapılan Ulusal Venöz Tarama Programında, %77 oranında bacak ağrısı, %29’unda orta derecede ve %19’unda şiddetli ağrı bildirilmiştir. Bu semptomlar, özellikle kadınlarda erkeklere göre daha sık görülür. Ayrıca, San Diego çalışmasında hastaların %10 ila %15’inde bacaklarda kramp, yorgunluk ve şişlik rapor edilmiştir. Ultrasonla yapılan muayenelerde, yüzeysel veya derin venöz reflü olan katılımcılarda bu semptomlar daha yaygındır. Ancak, venöz hastalığı olmayan normal bacaklara sahip hastalar da bu semptomları düşük oranlarda bildirmişlerdir.
Varis İlerlememesi İçin Ne Yapılmalı?
Mandar Gawas, Aarti Bains, Sandeep Janghu, Pranali Kamat ve Prince Chawla‘nın çalışmalarına göre varis ilerlemesini önlemek mümkündür. Varislerin ilerlemesini önlemek için yaşam tarzı değişiklikleri önemlidir. Öncelikle risk faktörleri gözden geçirilmeli, aşırı kilodan kaçınılmalı ve stresten uzak durulmalıdır. Ayakta uzun süre durmaktan kaçınmak, varis oluşumunu azaltabilir. Sıkı giysiler giymemek, bacaklardaki kan dolaşımını iyileştirmeye yardımcı olur. Etkilenen bacakları düzenli olarak yukarı kaldırmak, venöz dönüşü teşvik eder. Varis çorapları giymek, venöz stazı azaltabilir ve kan akışını düzenleyebilir. Düzenli egzersiz yapmak, damar sağlığını korumak için etkilidir. Avrupa’daki çalışmalar, atkestanesi tohumu yağının ödemi azaltmada etkili olduğunu göstermektedir. Ancak takviyeler ve tıbbi bitkilerin etkinliği konusunda daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.
Yürüyüş Yapmak Varise İyi Gelir Mi?
10.1177/02683555211002339 DOI numaralı 21 Mart 2021 yayın tarihli bir makaleye göre yürüyüş, varisli damarlar için oldukça yararlıdır. Düzenli yürüyüş yapmak, bacaklardaki kan dolaşımını artırarak varis oluşumunu önler veya mevcut varislerin şiddetini azaltır. Bacak kaslarının hareketi, kanın kalbe geri dönüşünü kolaylaştırır ve venöz basıncı düşürür. Bu süreç, varisli damarların belirtilerinin hafiflemesine katkıda bulunur. Varis problemi olan bireyler için düzenli yürüyüş, genel sağlık durumunu iyileştirmenin yanı sıra varislerin olumsuz etkilerini azaltmada etkilidir. Bu nedenle, yürüyüş, varislerle mücadelede önemli bir rol oynar.
Girişimsel Radyologlar Varis Tedavisine Nasıl Katkı Sağlar?
Varis tedavisinde girişimsel radyologlar, önemli bir rol oynarlar ve tedavi sürecine katkı sağlarlar. Girişimsel radyologlar, görüntüleme tekniklerini kullanarak damar problemlerini teşhis eder ve tedavi ederler. Özellikle şu yöntemlerde uzmanlaşırlar:
Skleroterapi: Bu işlemde, girişimsel radyologlar, etkilenen damara özel bir çözelti enjekte ederek damarın iç yüzeyini tahriş ederler. Bu, damarın kapanmasını ve kanın normal yollarla akmasını sağlar.
Lazer ve Radyofrekans Ablasyonu: Bu minimal invaziv işlemlerde, girişimsel radyologlar, etkilenen damarın iç yüzeyini ısıtarak veya lazerle yakarak damarı kapatırlar.
Damar Stentleri: İleri vakalarda, damarın açık tutulması için stentler kullanılabilir. Girişimsel radyologlar, bu stentleri yerleştirme konusunda uzmanlaşırlar.
Kalp Damar Cerrahları ve Varis Tedavisi
Kalp damar cerrahları, varis tedavisinde önemli bir rol oynarlar. Varis, damarlarımızdaki kanın geriye doğru akışının zorlaşması sonucu ortaya çıkan bir damar hastalığıdır. Bu hastalık sadece bacakları etkilemekle kalmaz, aynı zamanda daha ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Kalp damar cerrahları, varislerin tedavisinde cerrahi müdahaleleri gerçekleştirme konusunda uzmanlaşmıştır. Varislerin tedavisi için kullanılan cerrahi yöntemler arasında damarların çıkartılması (flebektomi), damar içine lazer veya radyofrekans enerjisi ile termal ablasyon gibi işlemler bulunur. Kalp damar cerrahları, bu işlemleri başarılı bir şekilde uygulayarak hastaların varislerinden kurtulmalarına yardımcı olurlar. Ayrıca, ciddi varis vakalarında venöz ülserlerin cerrahi tedavisini de gerçekleştirebilirler. Bu nedenle kalp damar cerrahları, varis tedavisinde önemli bir rol oynarlar ve hastaların sağlığını iyileştirmelerine yardımcı olurlar.
Kardiyologlar ve Varis İlişkisi
Kardiyologlar, kalp ve damar hastalıkları konusunda uzmanlaşmış tıbbi doktorlardır. Kalp ve damar sistemi ile ilgili sorunları teşhis eder ve tedavi ederler, ancak varis tedavisinin çoğu zaman kardiyologların uzmanlık alanı dışındadır. Bununla birlikte, kardiyologlar ve varis arasında bir ilişki olabilir. Çünkü kalp ve damar sağlığı genel olarak vücudun dolaşım sistemiyle ilgilidir ve bu sistemin bir parçası olarak varisler ortaya çıkabilir. Kardiyologlar, özellikle kalp yetmezliği veya dolaşım sorunları gibi komplikasyonlar geliştiğinde, varislerin tedavisine katkıda bulunabilirler. Ayrıca, bazı hastaların varisleri kalp ve damar sağlığına olan risklerini değerlendirmek amacıyla kardiyologlar tarafından incelenebilir. Bu nedenle, kardiyologlar ve varis arasındaki ilişki, hastaların genel sağlığının değerlendirilmesinde önemlidir.
Dr. Ali Yurtlak, 1970 yılında Kahramanmaraş’ta doğmuş bir Girişimsel Radyoloji Uzmanıdır. Tıp eğitimini 1996 yılında Adana Çukurova Üniversitesi’nde tamamladı. Radyoloji alanındaki eğitimini İstanbul Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde aldı. Son yıllarda radyoloji alanında özel bir uzmanlık dalı olan Girişimsel Radyoloji’ye yönelerek anjiyografik işlemler gerçekleştirmektedir. Şu anda Özel Atlas Üniversitesi’nde Öğretim Üyesi olarak görev yapmaktadır ve aynı zamanda İstanbul Medicine Hospital Hastanesi’nde Anjiyografi Sorumlusu olarak çalışmaktadır.